Vipassana Meditasyonu ile Kendini Yeniden Tanımak

Vipassana kelimesini ilk duyduğum anda dikkatimi çekmiş ve bir gün deneyimleme niyetimi oluşturmuştum. Bu tekniğin genellikle 10 günlük inzivalarla ve günde 12 saat kadar meditasyona oturularak uygulanıyor olması bana biraz göz korkutucu geliyordu. O adımı atmaktan çekiniyordum. Bu süreçte uyguladığım meditasyon pratiklerimi ilerlettikçe ve farklı meditasyon tekniklerini denedikçe bu alanın kendimizi bilmek, zihnimizi tanımak ve hayatımızın kontrolünü ele almak ile ilgili muhteşem faydalar sağladığını fark ettim. Meditasyon yaptıkça zihnim şekilleniyor ve dünyayı algılayışım değişiyordu adeta. Kendi içimde sürecimi devam ettirirken pandemi öncesinde inzivaya katılarak meditasyon merkezlerinde gerçekleştirilen bu çalışmanın online ve hatta ücretsiz olarak sunulduğu bir reklam ile karşılaştım. Bunun bana bir çağrı olduğunu düşündüm ve bu sene Ocak ayında bu yolculuğa çıktım. Bu konuda yazı yazmak için biraz bekledim çünkü süreç yoğun ve çok öğretici bir süreçti hem bilgileri sindirmek hem de biraz hayatın içerisinde vakit geçirip bu 10 günde keşfettiklerimi hayatta deneyimlemek ve öyle paylaşmak istedim.

Nedir bu Vipassana meditasyon tekniği anlatmadan önce katıldığım online inzivanın genel kuralları ve düzeninden bahsetmek istiyorum. Öncelikle 10 gün sürecek bu yolculukta bazı kuralları takip etmemiz gerekiyordu. Kurallar ise şu şekilde;

  • Hiçbir şey izlemek, okumak, yazmak yok. Kurs materyallerini izlemek dışında online olmak yasak.
  • 10 gün boyunca sessizlik yemini ediyoruz. Yani kimse ile konuşmuyoruz buna kendimiz de dahil 🙂 sayesinde vücudumuza da detoks yapmış ve süreci en iyi şekilde desteklemiş oluyoruz aslında.
  • Her türlü cinsel aktiviteden uzak duruyoruz.
  • Hiçbir canlıya zarar vermiyor ve öldürmüyoruz.
  • Günde iki öğün ve sadece bitkisel gıdalar ile besleniyoruz. Önerilen diyet “Oshawa No 7” diyeti. Haşlanmış esmer pirinç üzerine susam yağı ve tuz ekleyerek tükettiğimiz bir diyet. Bu diyet
  • Vücutta toksin üretimine sebep olabilecek sigara, alkol ve hatta kahveden de uzak duruyoruz.

Anlayacağınız 10 gün boyunca sadece meditasyon yapıyoruz. Kurallar zorlu olsa da kendi sürecime baktığımda rahatlıkla gerçekleştirebileceğime inandım ve bu maceraya katıldım. Böyle adımlar atarken size de önerim kendi içinize dönüp bir sormanız. Cevap geri kalan her şeyin cevabı gibi orada olacaktır. Hazır hissediyorsan hazırsındır.

 

Program sabah 04:30’da opsiyonel meditasyon ile başlıyor, 06:00 herkesin katılması zorunlu olan meditasyon ile devam ediyor ve akşam 10:30’a kadar en uzunu iki buçuk saat süren oturumlardan oluşuyor.

 

İlk 3 gün yoga eğitmenlik eğitiminde de öğrendiğimiz Anapanasati tekniğini çalışarak yolculuğumuza başladık. Bu metotta meditasyon objemiz nefes ve burun deliklerimiz ile üst dudağımız arasındaki bölgede nefesimizi izleyerek meditasyon aslında konsantrasyon çalıştık. İlk üç gün gerçekten zorlandım. Meditasyon sayesinde uyanıkken daha çok beta seviyesinde seyreden beyin dalgalarımızı alfa, teta ve hatta başarabilirsek deltaya kadar indirebiliyoruz. Bu yavaşlatmayı aslında hepimiz gerçekleştiriyoruz ve tahmin edin ne zaman? Evet, uykuya dalarken! Bu sebeple ilk 3 gün meditasyonlarda o kadar çok uykum geldi ve kendimi uykuya dalmak üzere yakaladım ki anlatamam. Bir yandan da sadece üç günde bile nefesimi izleyerek ve sakinleşerek ve dış dünyadan uzak kalarak ne kadar kendimde ve dengede kaldığımı ve sağlıklı düşünebildiğimi fark ettim.

 

Bir sonraki aşamada ise Vipassana tekniğine giriş yaptık. Öğrendim ki Vipassana tekniği Buda’nın insanlığa hediyesiymiş. Buda bu şekilde aydınlanmış ve bu teknik dünya henüz hazır olmadığı için uzun süre paylaşılmamış. Tüm duyduklarım beni oldukça heyecanlandırmış ve bu deneyimin içerisine kendimi iyice bırakmama sebep olmuştu.

 

Vipassana tekniğinde vücudumuzda his taraması yapmaya başlıyoruz. Belli bir düzende vücudu gezerek yükselen hisleri tarıyor, Anapanasati sayesinde iyice geliştirdiğimiz odağımız ile hise odaklanıyor a bölgeye bilincimizi getirip iyice penetre ediyoruz o hissi. Tam olarak her şeyi ve hepsini hissediyor ve tepki oluşturmuyoruz. Tekniğin tüm detaylarını anlatarak sizi bu mucizelerle dolu muhteşem yolculuk ile ilgili beklentiye sokmak istemiyorum. Çünkü her birimiz o kadar özel ve özgünüz ki sizin tecrübeniz benimkinden daha farklı olacaktır ve bu onun yanlış olduğu anlamına gelmez, tamamiyle size özgü olduğu ve biricik olduğu anlamına gelir.

 

Bu tekniği uygulamaya başlamam ile birlikte nasıl farkındalıklar yaşamaya başladım biraz ondan bahsetmek istiyorum. Travma dediğimiz şeyi gözümüzde çok büyütmemekle beraber şu şekilde tanımlayabiliriz, bir duyguyu hissettiğimizde ve bunu o anda ifade edemediğimizde bu bir travma oluşturur. Yaşayış tarzlarımız, yetiştirilişimiz, medyada bize sunulanlar ve her şey birleştiğinde öyle bir hale geliyoruz ki hissedemeyen, hissettiğinin ne olduğunu, neden hissettiğini fark edemeyen, hissettiğini sağlıklı şekilde ifade edemeyen ve bu sebeple de öfke kontrol problemleri, depresyon, içe kapanıklık, adrenalin bağımlılığı, extreme arayışlar içerisinde olan bireyler haline gelebiliyoruz. Zihinsel süreçlerinizi ve sizi hayatta tetikleyen şeyleri, neyi neden yaptığınızı, neden aynı hikayeleri yaşadığınızı hayatınızın kontrolünü nasıl ele alacağınızı anlamak ilginizi çekiyorsa size önerebileceğim en ulaşılabilir, en kolay ve her an uygulayabileceğiniz şey kesinlikle meditasyon olurdu.

 

İşte bu teknik sayesinde zihnimin tüm bu süreçlerini bedenimin hisler ile tuttuğu kayıtlar ile gün yüzüne çıkardım. Bir yandan harika bir hafızaya sahip olduğumu hatırladığımı hatırlamadığım şeyleri ve o anlardaki durumları / hisleri tekrar yaşayıp o an anlamlandıramadığım şeyleri anlamlandırırken bir yandan da neden böyleyim sorusuna cevaplarımı buldum. Benim için muhteşem dönüştürücü ve faydalı bir süreç oldu.

 

İnzivadan çıkalı 4 hafta oldu neredeyse. Bugün dönüp baktığımda inzivaya giren kişi ile çıkan kişinin birbirlerinden çok farklı olduklarını söylerdim. O kadar farklı hissederek ve dönüşmüş hissederek çıktım ki ne kadar altını çizsem az. Bu süreçte kendimi çok iyi tanıdım, beni tetikleyen şeyleri çok net gördüm ve en ama en önemlisi tepkisel bir insan olmaktan çıktım. Artık duygularım ve hislerim benim için bir iletişim aracı. O durumu kavramam ve anlamlandırmam için yardımcı. Bir duygu yükseldiğinde kendime dönüyorum, neden böyle hissettim, nereme dokundu bu, ne anlatıyor bana, fark etmem gereken ne.

 

Tüm bunların yanında hep okuduğum ve tecrübe etmeye özlem duyduğum bazı fenomenleri de tecrübe ettim. Frekansları çok daha net hissedebilmeye başladım. Çakra aktivitelerimi gözlemlemeyi öğrendim. Öğrendim ki bu öyle bir süreç ki, sonsuz ve o sonsuzluğa giden her an çok kıymetli ve her an bir hediye ve her an bir aracı.

 

Yazının burasına kadar benimle kalabildiysen öncelikle sana teşekkür etmek istiyorum. Zira bu yazıyı sana yazmak benim de sürecimi tekrar hatırlamamı ve gözden geçirmemi sağladı. Gözlerim hafif dolu olarak bu yazıyı sonlandırıyorum. Eğer meditasyon yapmak ve kendini tanımak fikri içinde oluşmaya başladıysa sana yardımcı olmak için buradayım. Bildiklerimi ve öğrendiklerimi aktarmaktan, paylaşmaktan, olabildiğince yanında olmaktan mutluluk duyarım. Bu bir iyileşme süreci ve tüm o hissettiklerinden, yaralarından iyileşmek mümkün, hepsini görmek ve kontrolü tekrar ele almak mümkün. Bu bir eve dönüş süreci.

 

Sevgimle,

 

Ersem Sayal