Yoga, Hindistan kökenli bir öğreti olup bireyi dönüştürücü etkisini yıllardır kanıtlaması sonucunda bütün dünyaya dağılmıştır. Kelime anlamı “birlik” olan Yoga, kişinin yaşamla bütünleşmesini sağlar. Kişi önce kendi bedeni, zihni ve ruhu arasındaki uyumu keşfeder, sonra bu uyumu yaşama taşır.
Varolan her şeyin bir frekansı olduğunu ve benzer titreşimli varlıkların birbirine çekildiğini biliyoruz. Yoga sayesinde frekansımız yükselir ve düşük frekanslı duygulardan (kıskançlık, nefret, öfke, ihanet gibi), enerjimizi düşüren insanlardan ve alışkanlıklardan uzaklaşırız. Bunlar sürecin sonucunda kendiliğinden olan değişimlerdir. Ancak bu değişimleri gözlemlemek için düzenli pratik şarttır.

Bir tohumu toprağa ektiğimizde meyvesini almak bazen uzun yıllar alırken bazen daha kısa sürebilir. Bu tohumun kalitesiyle ilgili değildir, tohum yıllarca kendi için en uygun büyüme koşullarını bekler. Ve ancak doğru zaman geldiğinde verimli mahsuller alınır. Bu örnekten devam edersek kişinin yogadan sonra hayatının değişmesi de bir süreçtir. Düzenli pratik kişiye disiplin, yaşam enerjisi, özgüven ve sağlık katar. Bu süreçten sabırla, cesaretle ve nezaketle geçmek esastır.Peki sabırsızsan, korkuların varsa yoga pratiği olmaz mı? Elbette olur. Pratik zaten dönüşüm için vardır. Sonucunu düşünmeden, kimsenin pratiği ile kendini karşılaştırmadan, bedenine güvenerek, sınırlarını ve sınırsızlığını bilerek yapılan düzenli pratik sayesinde yaşamın dönüşür. Nasıl mı?
“Asana” yani yoga duruşları beden ve zihin birlikteliğini gösterir. Bedenindeki değişimler bakış açına, bakış açındaki değişimler ise bedenine yansır. Zihindeki kalıplaşmış düşünceleri, inançları, fikirleri değiştirmek kolay olmayabilir. Çünkü bugüne kadar öğrendiğimiz, kabul ettiğimiz bilgiler var ve zihin, hayatımızı kolaylaştırmak için her zaman bildiği yoldan gitmeyi tercih edecektir. Asana pratiği ise kişiye pozların içinde sabretmeyi, irade geliştirmeyi, teslim olmayı, farklı yollar aramayı ve duygularını yönetmeyi öğretir. Bütün pratik boyunca asanalar arasında nefes ile birlikte hareket edilir. 

Bir yoga dersinde kişinin pozu hangi seviyede yaptığına değil nefes kontrolüne ve hizalanmasına bakılır. Bu durumda baş duruşunda durabilen ancak nefesini kontrol edemeyen bir kişinin kusursuz duruşu yakaladığı söylenemez. Her pozda aynı dinginlikte, sakin nefes alış verişte ve dengede kalmak nihai amaçtır. Yoga pratiği düaliteden (ikilik, zıtlık) özgürleşip dengeye gelmek için vardır. İyi-Kötü, Acı-Haz Veren, Zor-Kolay, İmkansız-Ulaşılabilir gibi kavramlar dengeden uzaktır. Başlangıçta bunu en somut olarak keşfedeceğimiz yer bedenimizdir. Bir çok başlangıç öğrencimden esnemenin başta çok zor geldiğini ancak zamanla o hissi artık acı olarak tanımlamadığını, pozlarda daha çok duracak iradesinin geliştiğini duydum. İşte bu noktada pratiğin dönüştürücü etkisi görülmeye başlar. Çünkü artık ikilikler yoktur, denge vardır. Kişi ne pozdan kaçmak ister ne de o pozu yaptığı için sevinir, sadece sürecin keyfini çıkararak ilerlemek yogadır. Peki sen kendinde bu dönüşümü yaratmak ister misin? Cevabın evetse ihtiyacın olan tek şeyin sadece adım atmak olduğunu unutma.

Sevgiyle, Namaste